1.  Amerika’daki sağlık problemlerinin yönetilmesinde kronik hastalıklar ve kötü beslenme arasında ilişki oldukça önemlidir. IgG bağımlı antikorların besin duyarlılığına sebep olduğu ve böylece aşırı kiloluluk (obezite) ile ilişkilendirilebileceği düşünülmektedir. Bu sebeple bu çalışmada kilo vermek isteyen aşırı kilolu kişilerde IgG bağımlı besin duyarlılığı testi ile belirlenmiş eliminasyon diyetinin vücut kompozisyonu ve ikincil parametreler üzerine etkisi gözlemlenmiştir. Sonuç olarak; Diyetlerinde IgG reaktif besinlerin eliminasyonu deneklerin vücut komposizyonu ve yaşam kaliteleri gelişmiştir. 
Lewis, E., et al.(2012). Eliminating immunologically-reactive foods fom the diet and its effect on body composition and quality of life in overweight persons. J Obes Weigt Loss Ther; 2(1)
 
2.  Besin intoleransı ve besin alerjisinin birçok tıbbi probleme sebep olabileceklerine inanılmaktadır, fakat yetişkinlerdeki epitomiyolojik araştırma bilgileri yeterli değildir. Bu sebeple bu araştırmada amaç yetişkinlerde besin intoleransı /alerjisinin ve alerjik hassasiyetin sıklığını belirlemektir. Ayrıca besin intoleransı/alerjinin diğer atopi belirtileriyle ilişkisi araştırılmıştır.
 
Schafer, T., Bohler, E., Ruhdorfer, S., et al. (2001). Epidemiology of food allergy/food intolerance in adults: associations with other manifestations of atopy.  Allergy  ; 56:1172-1179.
 
3.  İrritabIe Barsak Hastalığında  (IBH) alerji kavramı yeni değildir. Fakat son çalışamlar bireysel olarak besinlerde IgG antikorunun yüksekliğine dayanan eliminasyon diyeti yapan hastalarda IBH semptomlarında önemli bir düşüş olduğunu göstermektedir. 
 
Isolauri, E.,Rautava, S., Kalliomäki, M. (2004). Food allergy in irritable bowel syndrome: new facts and old fallacies. Gut; 53, 1391-1393.
 
4.  İritable barsak hastalığı (IBH)olan hastalar diyetsel toleranssızlık olduğunu ve bazı diyet kısıtlamaları yapmaları gerektiğini bilirler. IBH hastalarında besin hassasiyetini ölçen testler hayal kırıklığı olmuştur. Fakat çoğu IgG antikorunun varlığına yönelik değildir. Bu makalenin amacı gıda IgG antikorlarının varlığına dayalı diyetsel eliminasyonun potansiyelini değerlendirmektir. Sonuçta IgG antikorlarına dayalı gıda eliminasyonunun IBS belirtilerini azaltmada etkili olabileceği ve daha fazla biyomedikal araştırma yapılması gerektiği belirlenmiştir. 
 
Atkinson, W., Sheldon, T.A., Shaath, N., Whorwell, P.J. (2004). Food elimination based on IgG antibodies in irritable bowel syndrome: A randomised controlled trial. Gut; 53:1459-1464
 
5.  156 İrritable Barsak Hastalığı olan kadına 3 hafta boyunca diyet kısıtlaması yapılmıştır. Çalışmayı tamamlayan kişilerin %48.2 sinde semptomatik iyileşmeler gözlenmiştir. Bu kişilerin büyük bir kısmında bir ve birdewn fazla intolerans olduğu gözlenmiştir ve birçoğu devam eden süreçte (ortalama 7.98 ay ) bu diyete devam etmişlerdir. 
 
Nanda, R., James, R., Smith, H., Dudley, C. R. K., & Jewell, D. P. (1989). Food Intolerance and the irritable Bowel. Gut; vol. 30, pp. 1099-1104.
 
6.  Tıp literatüründe gizli besin alerjisinin sıklıkla birçok fiziksel ve ruhsal durumun oluşmasının nedeni olduğu görülmektedir. Bireysel besin profili izlenerek gizli alerji, eliminasyon diyetiyle saklanır hale gelebilir. Gizli gıda alerjisi kavramı tartışmalı olmasına karşın, alerjik olan besinleri tanımlamanın ve bu besinlerden kaçınmanın birçok bilinen veya tedavisi güç olan tıbbi problemleri rahatlatacağını gösteren güçlü kanıtlar vardır.  
 
Alan, R., Gaby,M.D. (1998). The Role of Hidden Food Allergy/Intolerance in Chronic Disease. Alt Med Rev; 3(2):90-100)
 
7.  Düşük derecede sistemik inflamasyon obezite, insülin rezistansı, diyabet ve aterosklerotik vasküler hastalıkların gelişmesinde rol oynayabilir. İmmunoglobulin G (IgG) antioruna bağımlı besin intoleransı düşük dereceli inflamasyona ve aterogenezise zemin hazırlar. Bu sebeple bu araştırmada obezlerde ve normal kilolu gençlerde spesifik besin bileşenlerine yönelik IgG antikorları ile düşük dereceli inflamasyon ve erken aterosiklerotik lezyon arasındaki ilişkiyi inceledik. Sonuçlara göre;  IgG antikoru patojenik olarak obezite ve aterosiklorozis gelişimi olasılığını artırmaktadır. 
 
Wilders-Truschnig, M., et al. (2008). IgG antibodies against food antigens arecorrelated with inflammation and intima media thickness in obese juvenile. Exp Clin Endocrinol Diabetes: Apr;116(4):241-5 
 
8.  Spesifik bazı besinlerin migren ataklarını tetiklediği bilinmektedir. Bu sebeple bu çalışmada besin antijenlerine karşı oluşan IgG antikoruna dayalı besin kısıtlamasının migren atakları üzerinedeki etkisi belirlemek amaçlanmıştır. Sonuçlar IgG antikoruna yönelik yapılan diyet kısıtlamaları migren atağı yaşanma sıklılığını azaltmada etkin bir strateji olduğunu göstermiştir. 
 
Alpay, K., Ertas, M., Orhan, E. K., Ustay, D. K., Lieners, C., Baykun, B., (2010). Diet restriction in migraine, based on IgG against foods: A clinical double- blind, randomised, cross-over trial. Cephalalgia; 1-9. 
 
9.  Araştırmalar besin intoleransının baş ağrısı gibi migren semptomlarının öncüsü olabileceğini göstertermektedir. Bu çalışmanın sonucunda Elisa testine aracılığıyla yapılan diyet eliminasyon tavsiyelerinin 4 haftada migrene bağlı başağrısını anlamlı oranda düşürdüğü belirlenmiştir. 
 
Mitchell, N. et al. (2011). Randomised controlled trial of food elimination diet based on IgG antibodies for the prevention of migraine like headaches. Nutrition Journal;10,85, doi:10.1186/1475-2891-10-85 
 
10.  IgG immunoglobulinler ve besin alerjisinin sistemik hastalıklar üzerine etkisini inceleyen bir derleme çalışması. 
 
Suen, R.M. , Gordon S. (2003) A critical review  of IgG Immunoglobulins and Food Allergy – Implications in Systemic Health. US BioTech Labratories: Seattle